• Diş hekimliği fakültelerinden mezun oldunuz.

    İdealistsiniz, mesleği icra etmek için tam donanımlı hissediyorsunuz.

    Yüksek standartlarda bir hayat inşa etmenin yatırımlarını mezun olana kadar yaptınız sevgili genç meslektaşlarım.

    Yeni mezunsunuz ileride muayenehane açmak hayaliniz. Ya da bir kliniğin sorumlu hekimisiniz, ya da halihazırda kendi kliniğinizde çalışıyorsunuz.

    Tüm dünyada kabul gören kıymetli, aynı zamanda en zor mesleklerden birini icra ediyorsunuz.

    Bu zor mesleği icra ederken klinik yönetimi, insan kaynakları, finans yönetimi gibi pek çok konuya dair püf noktaları öğrenip yüklerinizi hafifleterek yolunuza devam etmek istemez misiniz?

    Mahmut Demirkan Eğitim ve Danışmanlık hizmetlerinden, bir diş hekimi olarak klinik işletmeciliği danışmanlığı alanların ilklerinden biri olarak tüm meslektaşlarımın bu danışmanlığı almalarını tavsiye ederim.

    Bunun size para ve zaman kazandıracağından ve mesleki konforunuzu artıracağından emin olabilirsiniz.

    Nuran Halfeoğlu

    Diş Hekimi 

    Ankara

  • Henüz iki yılını doldurmamış yeni bir hekim olarak özel sektör ve fakültede gördüğümüz eğitimlerin farklılığı içinde nasıl bir yol izleyeceğimi bilmiyordum.

    Sevgili hocam Mahmut Demirkan’ın verdiği eğitimler sonrası   kendimi çok farklı bakış açılarının içinde buldum.

    Beni ileriye taşıyamayacak kalıplaşmış bilgilerden kendimi nasıl daha ileriye taşıyabileceğimi gösterdi kendisi.

    Hasta iletişimi ve mesleki motivasyonumdaki eksikleri fark etmem ve nasıl bir yol izlemem gerektiği konusunda çok yardımcı oldu.

    Elif Betül Durmaz

    Diş Hekimi

    Bursa

  • Sevgili Mahmut Demirkan, yeni kurdukları firmalarının web sitesinde yayınlanmak üzere benden geri bildirim yazısı yazmamı istediğinde bunu seve seve yazabileceğimi söyledim.

    Fakat 8 yıl öncesinin her ayrıntısını hatırlamam imkânsız. Genel hatlarıyla bu süreç hakkında bilgi verebilirim. Kendisinden ilk danışmanlık hizmeti alan diş hekimi olduğumu kendilerinden daha sonra öğrendim.

    Muayenehaneciliğe askerlik biter bitmez 2001 yılı şubat ayında başladım. Muayenehanemi 10 yaşından beri yaşadığım semte açmıştım. Kendi yaşadığım semte muayenehane mi açmanın faydasını çok gördüm. İlk açtığım günden itibaren hasta sayım gün geçtikçe arttı. İlk 3 yıldan sonra hastalara tek başıma yetişmem giderek zorlaşıyordu. Yavaş yavaş kafamda yeni fikirler oluşmaya başladı.

    Yıllar sonra tek başıma muayenehanecilik yapan bir diş hekimi olmak istemediğimi fark ettim. Artık klinik olmak kaçınılmazdı. Ama nasıl?

    Muayenehanemizin bulunduğu apartman komple bize aitti. Binamızın 1. Katı büyüklük bakımından klinik olmaya çok müsaitti. Zaten hali hazırda da depo olarak kullanılıyordu. Lakin bu bahsettiğim artılar işimi büyütmek için yeterli değildi. İşletme bilgim yoktu. Tabiri caizse kör topal muayenehaneyi yönetebiliyordum ama, iş büyüyünce kesinlikle bocalayacağımdan emindim.

    Yeni personel (diş hekimi, asistan, sekreter )nasıl alınır, nasıl istihdam edilir bilmiyordum. Şimdiye kadar amatörce çalışmıştım. En fazla yanımda bir adet yardımcım olmuştu. Diş hekimi asistanı, sekreter, temizlikçi görevlerinin hepsini yapıyordu. Klinikleşmek istiyordum ama bunu tek başıma yapmam çok zor görünüyordu.

    Profesyonel destek almalıydım. Fakat ülkemizde bu tür hizmet veren kurumlar, kişiler var mıydı bilmiyordum.

    Bir gün, bir diş hekimliği dergisinde Mahmut Demirkan’ın makalesini gördüm. Konusu muayenehane yönetimi ve ayrıntıları idi. 2007 yılında dental  bir kongre öncesi Mahmut Demirkan’ın 1 tam günlük muayenehane yönetimi konulu seminer vereceğini öğrendim. Derhal kaydımı yaptırdım.

    Geçmişime baktığımda seminerin olduğu gün meslek hayatımın en önemli günlerinden biridir.

    Seminere 19 adet diş hekimi katılmıştı. O gün yanımda ses kayıt cihazımı bile götürmüştüm.8 saat süren, dolu dolu geçen bir seminerdi. Müthiş faydalandığımı hissetmiştim. Kahve aralarında, yemek aralarında bile Mahmut Demirkan’ın yanından ayrılmamıştım.

    Kafamdaki planlarımı uygulamama yardımcı olabilecek birini tanımıştım. O güne kadar birçok diş hekimliği ile ilgili aktivitelere katılmıştım, ama bu 1 günlük seminer çok farklıydı. Böyle hissetmemi, belki de en ihtiyacım olduğu anda böyle bir eğitime katılmaktan kaynaklanabilir. Bu kazanım burada bitmemeliydi.

    Seminer bitiminde Mahmut Demirkan’ın yanına gidip, kafamdaki planları kendine aktarıp kendisiyle çalışmak istediğimi ilettim.

    Sonradan öğrendim ki, 20 adet seminer katılımcısından sadece ben danışmanlık hizmetini talep etmişim. Muayenehanemin adres bilgilerini vererek ertesi gün İstanbul’dan ayrılmadan bana uğramasını istedim.

    Ertesi akşam geldi ve kısa bir süre muayenehanemi gözlemledi. Hızlı bir şekilde kafamdaki planlarımı anlattım. Hatta o kısa zaman diliminde klinik yapmayı düşündüğüm katı gösterdim.

    Danışmanlık hizmetini almadan, bu iş için talep ettikleri ücreti hesaplarına yatırdım. 

  • MAHMUTDEMİRKAN danışmanlık hizmetlerinden arkadaşlarımız Gamze- Ali Serkan Metin sayesinde haberdar olduk.

    İlk bahsettiklerinde inanamamıştık.  Nasıl yani size nasıl muayenehanecilik yapılır onu mu anlatıyor demiştik. Bu iş için nasıl para verilebilirdi ki; alt tarafı muayenehane işletiyorduk zaten bildiğimiz şeylerdi.

    Ne büyük yanılgıymış meğer. Yanıldığımızı kabullenmemiz tam 1 yıl sürdü. Kabullenmemiz diyorum çünkü baktığımız yöne o kadar sabitlenmiştik ki bakmadığımız yönlerdeki şeyleri önemsemiyor yanlış buluyorduk. Biz en doğrusunu yapıyorduk. O halde neden işler isteğimiz gibi gitmiyordu? Neden hala yerimizde sayıyorduk?  Altı senedir eşimle birlikte muayenehane işletiyorduk. Hasta sayımız ve gelirimiz zamanla artmıştı ama borçlar yerinde duruyordu hatta artıyordu. Kliniğimiz işliyordu ama birikim yapamıyorduk. Hastalarla sıkıntılar yasamaya başlamıştık. Personellerle ilgili sıkıntılar, alınan yanlış kararlar ve uğranılan maddi kayıplar artık uzman bir desteğe ihtiyacımız olduğunu gösteriyordu.

    Bütün bu sorular bizi sevgili Mahmut Demirkan’a götürdü.

    Hızlı karar aşamasından sonra eşim hemen Mahmut beyle iletişime geçti ve hemen eğitimlere başladık.

    Kliniğimizle ilgili sorunları tespit ettik. Öncelikle hızlı bir şekilde borçlarımızı kapattık. Hasta memnuniyetimiz arttı. Hastalarımızla kaliteli iletişim yönetimi sayesinde nerdeyse hiç sorun yasamaz hale geldik. Çalışanlarımızla ilgili sıkıntıları çözdük. Her şeyden önce kendimizi sevmeyi öğrendik.

    İşle ilgili sıkıntılar o kadar çok özel hayatımızı etkilemişti ki işten başka bir şey konuşamaz olmuştuk. Eve iş taşımamayı öğrendik. (Karı- koca olunca yine de biraz konuşuyoruz) olaylara daha geniş pencereden bakmayı öğrendik. Olumsuzlukları konuşmak yerine elimizdeki güzel şeylerin tadını çıkartmayı öğrendik.

  • Bugün kliniğimizin açılışının 6. Yıl dönümü ve ben 31 Ağustos 2007 de devlete atanan bir arkadaştan muayenehaneyi devralmıştım. Okuldan mezun olalı daha 2 hafta olmuştu. Düşüm olan muayenehane açma fikri bu sayede gerçek oluyordu.

    Rahmetli dedemin benim için ayırdığı 20 bin TL lik küçük bir sermaye ile iş hayatına atıldım. Muayenehaneyi devraldığım hekim bana burayı çok övmüştü, ben henüz çok tecrübesiz olduğum için onun dediklerine çok inanmıştım. Fakat işe başlayınca gerçeklerin farklı olduğunu anladım.

    Özellikle ilk 2 yıl bırakmayı ve başka bir yerde çalışmayı çok düşündüm. Varımı yoğumu işe yatırıyordum ama çok zorlanıyordum. 5 yıllık kira kontratım vardı ve iş yerinin sahibi kontratı bozup gitmemde sıkıntı çıkartıyordu. Ya bir o kadar daha borçlanıp ne pahasına olursa olsun kapatacaktım ya da mücadele etmeye devam edecektim.

    Sonra eşim, yine benim gibi diş hekimi olan İlknur’la evlendik. Artık 3. yılımızdaydık, yavaş yavaş ayakta durmaya başlamıştık ama bu ip cambazının ipte durması gibi bir ayakta durmaydı. En ufak bir terslikte tepe taklak olabilirdik. Sonra yavaş yavaş gelirimiz artmaya başladı. Borçlar nispeten azalmıştı. Bankada para biriktirmeye bile başlamıştık. Fakat sonrasında art arda hatalar yaparak ufak birikimimizi kaybettik ve yine ekonomimiz riskli hale gelmişti. Elimize para geçtiğinde nasıl değerlendireceğimizi ve hasta akışını sürekli hale getirmeyi beceremiyorduk. Para kazanıyorduk ama para nereye gidiyor bilmiyorduk. Bir yandan vergi ve diğer borçlar artıyor ve çalışsak da istediğimiz düzeni bir türlü oturtamıyorduk. Personel ve hasta ile olan ilişkilerimizde sıkıntılar vardı.

    Bu dönemde yine bizim gibi karı koca diş hekimi olan arkadaşlarımızın (Diş Hekimi Ali Serkan Metin ve Diş Hekimi Gamze Metin) Diş Hekimi Mahmut Demirkan’dan danışmanlık aldıklarını duyduk. Bize çok tavsiye ettiler, fakat biz onları ciddiye almadık. Kendimizi muayenehane işletmeciliği konusunda uzman gibi görüyorduk. Kimseye bu konuda danışmaya ihtiyacımız yoktu.

  • Ortaokul ve lise yıllarında kompozisyon sınavları olurdu ve ben ne yazacağım diye düşünür dururdum. Aklıma bir şey gelmezdi. Şimdi ise ‘’Diş hekimliğinde İşletme Yönetimi’’ eğitimini aldığımız değerli danışmanımız Diş Hekimi Mahmut Demirkan bizden danışmanlık eğitimimizin geri bildirimini yazmamızı rica ettiğinde yazacak ne kadar çok şey olduğu bir anda zihnimde canlandı.

    Öncelikle bu eğitimi mesleki açıdan kendime yaptığım, yapabileceğim en iyi yatırım olarak görüyorum. Çünkü kliniğimizde birikerek içinden çıkılmaz hale gelen tıkandığımız zamanların olduğu muhasebe, pazarlama, yönetim, personel ve işletme problemleri bizi bu yola itiyordu. Kendimizin çözemeyeceğini düşündüğümüz, gece yastığa başımızı koyduğumuzda huzurumuzu kaçıran sıkıntılar olmuştu. Ta ki mezun olduğum 2006 yılından beri makalelerini, görüşlerini, çalışma yöntemini takip ettiğim Diş Hekimi Mahmut Demirkan’ın ismini bu eğitimi almış değerli meslektaşımız Diş Hekimi Gülsema ablamızdan da duyuncaya kadar. 2-3 günlük implant eğitimimizde tanıştığımız eğitimin çay-kahve molalarında fırsat buldukça konuşup yaşantısındaki, hasta potansiyelindeki değişimi ve hayata bakışını gözlemliyorduk Gülsema ablanın. İşte bu tam da bizim aradığımız “sihirli değnek” ti.

    On iki ay eşimle işlettiğimizi düşündüğümüz kliniğimiz aslında bizi yönetmeye başlamıştı. İşe aldığımız yardımcılar işteki karmaşayı görüp 1-2 ay içinde işten ayrılmak istediklerini söylüyorlardı. Belki de en şanslı olanlar onlardı o zaman, bırakıp gidebiliyorlardı. Ama biz ayakta kalmalıydık bir yere gidemezdik. Muayene olmaya gelen hastaların yarısına yakını bizdeki karmaşayı fark ediyor belki de biz pazarlayamıyorduk işimizi ve hasta “biz bir düşünelim” deyip gidiyor ve dönmüyordu. Bir bakıyorum masanın çekmecesinde ödenmemiş bir fatura, ya da tam işin ortasında bitmiş bir sarf malzeme, o an tüm motivasyonumuz ister istemez bozuluyordu ve işe odaklanamadığımız için kazancımız da bundan etkileniyordu.

    Artık altı aylık yoğun bir eğitime girmek gerekiyordu. Haftada 2-4 saatlik seanslar deşarj olduğumuz, dinlendiğimiz zamanlardı. Mahmut Abi’nin her dersinden sonra sıkıntımızı sanki çözmeye başlamadan çözülüyormuş gibi hissediyorduk. Çünkü nasıl çözeceğimizi biliyorduk artık.

    Çok küçük bir örnek vereyim; iletişim, uyum problemi yaşadığımız bir hastayı ki bu hasta bizim sistemimize (olmayan sistemimize :)) uygun değil diye ödediği parayı geri verelim yeter ki bizden uzak dursun diye düşünürken, Mahmut Abi’nin basit bir yönlendirmesi ile o hastayı geri kazandık.  Tüm samimiyetimle söylüyorum 1 yıl gibi kısa bir sürede sırf o hastanın yönlendirdiği hastalardan danışmanlığa ödediğimiz parayı kazandık. Bundan sonrası ekonomik olarak sürekli gelir hanemize yazılacaktı. Bundan iyi bir yatırım olabilir miydi? Bu işin ekonomik boyutuydu. Diğer boyutu ise artık çözemeyeceğimiz hiçbir şey yoktu. Sistemimize uyum sağlayan sadık hastalar birer birer toplanmaya başlıyordu.

    Bu 2 yıllık süre içinde danışmanlığın bize kazandırdıkları;

  •         Tam da her şeyin düğümlendiği noktaya gelmiştik artık, çıkmaz sokak diyelim, çaresizlik diyelim, tükenmişlikti her şeyin özeti. Bir gün geç vakit uyumaya sıra gelmişti sonunda, sıra gelmişti diyorum, kafamızı karıştıran o kadar çok konu varken uyumak bile lüks olmuştu hayatımızda. Yapı olarak da kafaya fazla takarım zaten her şeyi ve büyütürüm biraz da; ama bu sefer sorunları büyüten tek kişinin ben olmadığının farkına varmam çok zor olmadı. Çünkü eşimin ağzından çıkan birkaç kelimeydi bizim bu yola başvurmamızı sağlayan, “Olmayacak, olmuyor…”

            Yerimden doğruldum, ışığı yaktım ve ‘’sen ne diyorsun’’ dediğimi hatırlıyorum. Şöyle bir sarstım eşimi ve ‘’olmak zorunda’’ dedim. Bahsettiği bizim mesleğimizin geleceği, ekmek teknemizin geleceğiydi. Derin bir sessizlik kapladı bizi, hiçbir şey konuşmadan yarım yamalak uyuyakaldık…

            Sabah olmuştu, harekete geçme zamanıydı, bir şeyler yapmalıydı, güçlü ve kararlı olan eşim bile tükenmişliği anlatıyorsa, durum gayet ciddiydi.

            Ciddiydi tabi ya… Daha bir sene olacaktı işyerimizi açalı, iki üniteli bir poliklinik kurmuştuk beraberce, çok fazla hayallerimiz olarak. Nitekim çalışmaya başladığımız ilk günden itibaren kahrolası sorunlar peşimizi bırakmaz olmuştu. Yanımızda çalışan sekreterlerle ne oluyorsa, bir ortak yol bulamıyorduk, çok sık sekreter değiştiriyorduk, bu da bizim verimliliğimizi olumsuz etkiliyordu. Dışarıdan bakıldığında yoğun çalışan bir klinik gibi görünsek de, bazen gün sonunda kasamızda hiç para olmuyordu, veresiye çalışıyorduk ve gelecekte paraların gelmeme olasılığı da verimliliğimizi düşürüyordu. İş zevkimiz kalmamıştı, ay sonunda elimizden gelip geçen paraları saydığımızda, duruma göre çok zengin olmuş olmamız gerekiyordu, fakat paralar geldikleri gibi gitmişti.

           Açıkçası biz mutlu değildik artık, dolayısıyla çalışanlarımız da. Harekete geçme zamanıydı…

          Tam bu dönemde çalıştığımız implant firmamızın yurtdışı organizasyonu vardı. Kafa dağıtmak için iyi bir fırsattı bizim için, işyerinden biraz uzaklaşmak, bilim adına bir şeyler yapmak ikimize de iyi gelecekti. Çok iyi geldi, hem de çok çok iyi geldi, bu fırsat mesleğimizin, dolayısıyla da hayatımızın dönüm noktasının başlangıcıydı.

          Yurtdışında bizimle beraber gelen kafilenin içinde ‘’Gülsema’’ adında bir ablamızla tanıştık, muhabbeti biraz da koyulaştırınca Mahmut Demirkan’dan bahsetti bize, hayatındaki değişimlerden ve beni en çok etkileyen tarafı da ‘’kendine has bir özgüvene” sahip olmasıydı. Bu çok önemliydi, hekimin kendine özgüveni olmalı ki; hastalarına güven vererek kaliteli bir tedavi sunabilsin…

           Daha yurtdışındayken kararımızı vermiştik. Bu hizmet ne pahasına olursa olsun alınacaktı. Türkiye’ye döndük ve hemen harekete geçtik. Mahmut Demirkan’la telefon görüşmelerinin ardından çok da azımsanmayacak bir para yatıracaktık bu iş için, olsundu, değerdi, bankada da tam bu iş için bu kadarlık paramız vardı. Deneyeceğiz, başka yolu yoktu.

         ‘’Hayatımızda verebileceğimiz en doğru kararı vermiş olduğumuzu’’ hala söyler dururuz…

          Karşılıklı çok fazla çabamızın olması gerektiği zorlu fakat çok eğlenceli bir eğitim sürecine girmiştik bile. Her ders fazlasıyla şaşırtıyordu bizi Mahmut Abi.

  • Bu danışmanlık hizmetini almaya karar vermek benim için çok zor bir karar oldu. Çünkü zaten yeterince maddi sıkıntılarım vardı. Bir de bunun üstüne buna para harcamak başta çok gereksiz gibi görünüyordu.

    Ama bir yandan kurslardan tanıştığım ve Diş Hekimi Mahmut Demirkan’dan Muayenehane Yönetimi Danışmanlık Hizmeti alan meslektaşım Diş Hekimi Deniz Yiğit arkadaşımın hayatındaki değişiklikleri görmemek de mümkün değildi.

    Nihayetinde meslektaşım Mahmut Demirkan ile görüşmeye karar verdim. Önce durumu anlattım ben zannediyordum ki bir tek ben yaşıyorum bu sorunları; meğer benim sıkıntılarımı yaşayan bir sürü meslektaşım varmış tabii bunu daha sonra öğrendim.

    Mahmut beyin ziyareti ve kliniği inceleme için geldiği gün eskiden kopuşun ve kurtuluşun net başladığı gün oldu. 

    Kazandıklarımı düşünüyorum ve kafamda olan yani özel hayatıma dair ve mesleğime dair tüm sorunlarım kayboldu. Çünkü bir şeylerin yanlış olduğunu bilip bunun ne olduğunu bulamamak ve düzeltememek inanın çok can sıkıcı. Ama şimdi her şey o kadar net çünkü bu danışmanlık süreci beni uzun vadeyi görebilir hale getirdi.

    Eşim bir şeylerin bu kadar hızlı değişebileceğine başta hiç inanmamıştı çünkü oda çok bunalmış önünü göremez olmuştu anlayacağınız evde de huzur pek kalmamıştı. Bana yani eşine olan inancı nedeniyle bu çalışmaya ses çıkarmadı ve biraz şüpheyle izlemeyi seçti.

    Mahmut beyin ziyaretine kadar, o da tanışınca ciddi olarak motive oldu. Eşimin yani ailemin desteği benim için çok önemlidir, birlikte aynı hedefe koşmak ve aynı noktaya bakmayı istemek bunu sağlayınca gerisi çok daha kolay oldu çünkü benim yapım itibariyle eşimin yani ailemin desteğini almak çok önemli. Buradan eşime de teşekkür etmek isterim.

  • Selam,

    16 yıldır serbest diş hekimliği yapan bir kadın olarak 10 yıldır müşterek muayenehane ve son 6 yıldır bireysel olarak muayenehanemi işletmekteyim. 2010 yılında hem eğitim hem de ekipman yönünden hızlı bir borçlanma sürecine girdim. Bu dönemlerde çok bunaldığım anlar oldu fakat çok şükür artık meyvelerini toplamaya başladık.

    Kliniğimiz 170 metrekare iki yardımcı (işletme müdürü ve asistan) ve bir diş hekiminden oluşuyor. İki ünite mevcut. Kendi stilimiz kalite ve süreklilik yönünde butik olarak devam etmekte.

    Saygıdeğer Diş Hekimi Mahmut Demirkan ile 2013 yılının Şubat ayında bir kursta tanışmıştım. Daha sonra kendisinden danışmanlık almaya karar verdim. Kendisi kliniğimizi ziyarete geldi ve çalışanlarla birlikte eğitimler aldık verimli ve eğlenceli bir süreçti.

    Kendimizi tanımamıza ve kendimize değer katmamıza yardımcı oldu. Hizmet sunumunda nelere dikkat etmemiz gerektiğine klinik düzenine ve en önemlisi maddi olarak gelir gider kontrolüne firmamın kısa ve uzun vadeli hedeflerine ulaşabilmek için nasıl bir yol izleyeceğime ve karlılık durumunu düzenli takip edebilmeyi öğrendim.

    Sizinle tanışmak ve daha sonrasındaki tanıma sürecinden çok memnunum.

    Kendisinden öğreneceğimiz çok şey olduğuna eminim.

    Teşekkürler Mahmut Demirkan

    Fitnat Fişekci

    Diş Hekimi, İş İnsanı 

    Fitnat Fişekçi Muayenehanesi 

    Samsun

  • Değişimde anbean izlenen gelişmeler.

    Danışmanlık; hemen hemen her yerde karşılaşabileceğimiz ve kullanılan bir kelimedir.

    Öncelikle kim olduğumdan kısaca bahsedeyim. İsmim Sevgi Turali ve Diş Hekimi Fitnat Fişekci Muayenehanesinde  İşletme Yöneticisiyim.   Şimdiki işim, Diş hekimi Fitnat Fişekçi ile 10 yıl öncesinde kader diye adlandırdığım o gün, tanışmam ile başladı.

    Hayat buya, gelinen süreçte uzun ve meşakkatli dönemler geçirdik. Fitnat hanım gittiği bir eğitim dönüşünün sonrasında, Diş Hekimi Mahmut Demirkan’ın

    “MD- Muayenehane Yönetimi Danışmanlık Sistemi” hakkında bilgilerini benimle paylaşırken;

     “Yapma canım kaç yıllık muayenehane yöneticiliğin var ve bunun için bir de ücret mi ödeyeceksin üstüne” dedim. Değişimin gerçekleşebileceğinden habersiz önyargı ile böyle bir gafta bulundum:)

    Beklenilen o gün geldi. Mahmut hocam, gelişiyle birlikte enerjisini de getirmiş olmalı ki, o gün muayenehanemizde tam bir enerji mevcuttu ve gün biterken belleğimize faydalı bilgiler ile güzel kareler yerleştirmiştik.

    Muayenehanemiz için almamız gereken eğitimler devam ederken, bu seferde biz Mahmut Demirkan’ın kliniğine davetliydik, asıl konu tabii ki muayenehanenin işletme yönetimi sistemindeki değişimdi.