SİHİRLİ DEĞNEK / Ali Serkan METİN Diş Hekimi, İş İnsanı, İnci Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, Nazilli-AYDIN

SİHİRLİ DEĞNEK

 

Ortaokul ve lise yıllarında kompozisyon sınavları olurdu ve ben ne yazacağım diye düşünür dururdum. Aklıma bir şey gelmezdi. Şimdi ise ‘’Diş hekimliğinde İşletme Yönetimi’’ eğitimini aldığımız değerli danışmanımız Diş Hekimi Mahmut Demirkan bizden danışmanlık eğitimimizin geri bildirimini yazmamızı rica ettiğinde yazacak ne kadar çok şey olduğu bir anda zihnimde canlandı.

Öncelikle bu eğitimi mesleki açıdan kendime yaptığım, yapabileceğim en iyi yatırım olarak görüyorum. Çünkü kliniğimizde birikerek içinden çıkılmaz hale gelen tıkandığımız zamanların olduğu muhasebe, pazarlama, yönetim, personel ve işletme problemleri bizi bu yola itiyordu. Kendimizin çözemeyeceğini düşündüğümüz, gece yastığa başımızı koyduğumuzda huzurumuzu kaçıran sıkıntılar olmuştu. Ta ki mezun olduğum 2006 yılından beri makalelerini, görüşlerini, çalışma yöntemini takip ettiğim Diş Hekimi Mahmut Demirkan’ın ismini bu eğitimi almış değerli meslektaşımız Diş Hekimi Gülsema ablamızdan da duyuncaya kadar. 2-3 günlük implant eğitimimizde tanıştığımız eğitimin çay-kahve molalarında fırsat buldukça konuşup yaşantısındaki, hasta potansiyelindeki değişimi ve hayata bakışını gözlemliyorduk Gülsema ablanın. İşte bu tam da bizim aradığımız “sihirli değnek” ti.

On iki ay eşimle işlettiğimizi düşündüğümüz kliniğimiz aslında bizi yönetmeye başlamıştı. İşe aldığımız yardımcılar işteki karmaşayı görüp 1-2 ay içinde işten ayrılmak istediklerini söylüyorlardı. Belki de en şanslı olanlar onlardı o zaman, bırakıp gidebiliyorlardı. Ama biz ayakta kalmalıydık bir yere gidemezdik. Muayene olmaya gelen hastaların yarısına yakını bizdeki karmaşayı fark ediyor belki de biz pazarlayamıyorduk işimizi ve hasta “biz bir düşünelim” deyip gidiyor ve dönmüyordu. Bir bakıyorum masanın çekmecesinde ödenmemiş bir fatura, ya da tam işin ortasında bitmiş bir sarf malzeme, o an tüm motivasyonumuz ister istemez bozuluyordu ve işe odaklanamadığımız için kazancımız da bundan etkileniyordu.

Artık altı aylık yoğun bir eğitime girmek gerekiyordu. Haftada 2-4 saatlik seanslar deşarj olduğumuz, dinlendiğimiz zamanlardı. Mahmut Abi’nin her dersinden sonra sıkıntımızı sanki çözmeye başlamadan çözülüyormuş gibi hissediyorduk. Çünkü nasıl çözeceğimizi biliyorduk artık.

Çok küçük bir örnek vereyim; iletişim, uyum problemi yaşadığımız bir hastayı ki bu hasta bizim sistemimize (olmayan sistemimize :)) uygun değil diye ödediği parayı geri verelim yeter ki bizden uzak dursun diye düşünürken, Mahmut Abi’nin basit bir yönlendirmesi ile o hastayı geri kazandık.  Tüm samimiyetimle söylüyorum 1 yıl gibi kısa bir sürede sırf o hastanın yönlendirdiği hastalardan danışmanlığa ödediğimiz parayı kazandık. Bundan sonrası ekonomik olarak sürekli gelir hanemize yazılacaktı. Bundan iyi bir yatırım olabilir miydi? Bu işin ekonomik boyutuydu. Diğer boyutu ise artık çözemeyeceğimiz hiçbir şey yoktu. Sistemimize uyum sağlayan sadık hastalar birer birer toplanmaya başlıyordu.

Bu 2 yıllık süre içinde danışmanlığın bize kazandırdıkları;

  • Artık kendi işimizin kölesi değiliz. Klinikten çıktıktan sonra klinik ile ilgili hiçbir şey kalmıyor aklımızda. Çünkü biliyoruz ki varsa yapılması gereken bir iş mutlaka yapılmıştır veya yapılıyordur.
  • Bir diğeri, asistan ve yardımcılarımızla birlikte çok iyi bir ekip oluşturduk. 2 yıldır birlikte çalışıyoruz. Bunun yanında artık işe yeni birisi girecek olsa bile kendisi bu ekipte gerçekten bir yer bulmak istiyorsa hangi eğitimlerden geçerek sisteme dâhil olacağını öğreniyor. Ya da işten birisi çıkacak olursa yerine en kısada başka birisi nasıl hazırlanacak hepsi elimizin altında.
  • Ayrıca kaliteli hasta potansiyelimiz ciddi oranda arttı. İşleyişi gören ya da duyan hasta zaten bize ayak uyduracaksa tedaviyi başlatıyor. İşimizi ciddiye almayan hasta da otomatikman eleniyor.
  • Danışmanlıktan önce ne kazandığımızı nelere ne kadar harcama yaptığımızı bilemezdik. Birikim yapamıyorduk ama şimdi geleceğimizle ilgili hiç karamsar değiliz.
  • Sarf malzeme yönetimi, muhasebe, laboratuvar ile ilgili işler halihazırda sorumlularının kontrolünde problemsiz bir şekilde ilerliyor. Çünkü işi yapan artık nasıl yapması gerektiğini biliyor.
  • Stopaj ödemesi ne zamandı ne kadardı? Kira yatırılmış mıydı? Muhasebeye gönderilecek evraklar tamamlanmış mıydı eksik var mıydı? Bunları düşünmüyoruz. Sadece diş hekimliğine odaklandık işimizi yapıyoruz…

Mahmut Demirkan Abi ile ilk dersimizde

“artık peşin çalışmaya başlıyoruz arkadaşlar, hazır mısınız?” dedi.

Tek cevabım “Abi senin o dediğin burada kesinlikle olmaz, aç kalırız” oldu.

Onun cevabı öncesinde o meşhur kahkahası ve sonrasında “merak etmeyin olacak arkadaşlar”  oldu ve o günden sonra acaba hasta bugün ödeme yapacak mı işinin tamamını bitirsem paranın tamamını getirmedim der mi diye düşünmüyoruz bile. O iş mutlaka ilk seans çözülmüştür.

Lüks bir lokantaya yemek yemeye gittiğimizde o koordineli çalışmayı nasıl yaptıklarını, yemeklerin zamanında soğumadan nasıl geldiğini merak ederdim artık etmiyorum çünkü işin aslının iyi bir sistemde, ne yapacağını bilen, uyumlu çalışan bir ekip ile çok kolay yapılabileceğini gördüm.

Serbest muayenehaneciliğin sıkıntılı olduğunu düşündüğümüz bu günlerde aslında herkes kendisine böyle bir yatırım yapsa sektörün o kadar sıkıntılı olmadığı rahatlıkla görülecektir.

Bize bunu görmemizi sağlayan, yaşam kalitemizi arttıran, mesleğimizi daha çok sevmemizi sağlayan o başarı sırlarının sahibi Diş Hekimi Mahmut Demirkan’a çok teşekkür ediyorum.

İyi ki var…

Ali Serkan METİN

Diş Hekimi, İş İnsanı

İnci Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Nazilli-AYDIN