BU FİLMİN ‘’YÖNETMEN’’İ SİZSİNİZ / Gamze Yolcu Metin, Diş Hekimi, İş İnsanı, İnci Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği,  Nazilli-AYDIN

BU FİLMİN ‘’YÖNETMEN’’İ SİZSİNİZ

Tam da her şeyin düğümlendiği noktaya gelmiştik artık, çıkmaz sokak diyelim, çaresizlik diyelim, tükenmişlikti her şeyin özeti. Bir gün geç vakit uyumaya sıra gelmişti sonunda, sıra gelmişti diyorum, kafamızı karıştıran o kadar çok konu varken uyumak bile lüks olmuştu hayatımızda. Yapı olarak da kafaya fazla takarım zaten her şeyi ve büyütürüm biraz da; ama bu sefer sorunları büyüten tek kişinin ben olmadığının farkına varmam çok zor olmadı. Çünkü eşimin ağzından çıkan birkaç kelimeydi bizim bu yola başvurmamızı sağlayan, “Olmayacak, olmuyor…”

Yerimden doğruldum, ışığı yaktım ve ‘’sen ne diyorsun’’ dediğimi hatırlıyorum. Şöyle bir sarstım eşimi ve ‘’olmak zorunda’’ dedim. Bahsettiği bizim mesleğimizin geleceği, ekmek teknemizin geleceğiydi. Derin bir sessizlik kapladı bizi, hiçbir şey konuşmadan yarım yamalak uyuyakaldık…

Sabah olmuştu, harekete geçme zamanıydı, bir şeyler yapmalıydı, güçlü ve kararlı olan eşim bile tükenmişliği anlatıyorsa, durum gayet ciddiydi.

Ciddiydi tabi ya… Daha bir sene olacaktı işyerimizi açalı, iki üniteli bir poliklinik kurmuştuk beraberce, çok fazla hayallerimiz olarak. Nitekim çalışmaya başladığımız ilk günden itibaren kahrolası sorunlar peşimizi bırakmaz olmuştu. Yanımızda çalışan sekreterlerle ne oluyorsa, bir ortak yol bulamıyorduk, çok sık sekreter değiştiriyorduk, bu da bizim verimliliğimizi olumsuz etkiliyordu. Dışarıdan bakıldığında yoğun çalışan bir klinik gibi görünsek de, bazen gün sonunda kasamızda hiç para olmuyordu, veresiye çalışıyorduk ve gelecekte paraların gelmeme olasılığı da verimliliğimizi düşürüyordu. İş zevkimiz kalmamıştı, ay sonunda elimizden gelip geçen paraları saydığımızda, duruma göre çok zengin olmuş olmamız gerekiyordu, fakat paralar geldikleri gibi gitmişti.

Açıkçası biz mutlu değildik artık, dolayısıyla çalışanlarımız da. Harekete geçme zamanıydı…

Tam bu dönemde çalıştığımız implant firmamızın yurtdışı organizasyonu vardı. Kafa dağıtmak için iyi bir fırsattı bizim için, işyerinden biraz uzaklaşmak, bilim adına bir şeyler yapmak ikimize de iyi gelecekti. Çok iyi geldi, hem de çok çok iyi geldi, bu fırsat mesleğimizin, dolayısıyla da hayatımızın dönüm noktasının başlangıcıydı.

Yurtdışında bizimle beraber gelen kafilenin içinde ‘’Gülsema’’ adında bir ablamızla tanıştık, muhabbeti biraz da koyulaştırınca Mahmut Demirkan’dan bahsetti bize, hayatındaki değişimlerden ve beni en çok etkileyen tarafı da ‘’kendine has bir özgüvene” sahip olmasıydı. Bu çok önemliydi, hekimin kendine özgüveni olmalı ki; hastalarına güven vererek kaliteli bir tedavi sunabilsin…

Daha yurtdışındayken kararımızı vermiştik. Bu hizmet ne pahasına olursa olsun alınacaktı. Türkiye’ye döndük ve hemen harekete geçtik. Mahmut Demirkan’la telefon görüşmelerinin ardından çok da azımsanmayacak bir para yatıracaktık bu iş için, olsundu, değerdi, bankada da tam bu iş için bu kadarlık paramız vardı. Deneyeceğiz, başka yolu yoktu.

‘’Hayatımızda verebileceğimiz en doğru kararı vermiş olduğumuzu’’ hala söyler dururuz…

Karşılıklı çok fazla çabamızın olması gerektiği zorlu fakat çok eğlenceli bir eğitim sürecine girmiştik bile. Her ders fazlasıyla şaşırtıyordu bizi Mahmut Abi.

O’nun ‘’sıkı durun arkadaşlar, hazır mısınız?’’ cümlesinin ardından kesinlikle hiç akla hayale gelmeyecek,’’yok artık’’ dedirtecek, delice planları olurdu. Bir süre sonra alıştık, ödevlerimiz oluyordu, zevkle yapıyorduk.

İnanmayacaksınız ama evliliğimiz bile ayrı bir keyif almıştı, işyeri sorunlarıyla uğraşırken eşimle birbirimizin farkına varamamışız meğer. Beraberce sorunların altından kalkmanın keyfi aldı umutsuzluğun yerini, sekreterlerimiz bile dersimizin ertesi günü sabırsızlıkla ‘’bugünkü değişimimiz nedir?’’ diye bekliyordu.

Sadece klinikle ilgili sorunlar değildi çözümlenen, hayata bakış açımız değişti, artık ne istediğimizi daha iyi biliyorduk, kafamızdaki karışıklıklar yok oldukça, işyerinde ‘’hekimliğimizin kalitesi’’ de arttı. Çalışanlarımızla saygılı fakat zevkli bir çalışma ortamına sahip olduk, çalışanlarımızın değerini bilmeyi öğrendik, değerli olmayı öğrendik, çünkü biz değerliydik.

Kendi değerini belirleyen yine kendinmişsin ve sen var oldukça etrafın da varmış…

Danışmanlık sürecinde bir tane de evladımız oldu, şimdi 14 aylık bir oğlumuz var. Öğrendiğimiz profesyonel ‘’işletme yönetimi’’ sayesinde anne-baba olmamıza işyeriyle ilgili hiçbir sorunun engel olamayacağını öğrendik, işyeriyle ilgili artık sorunumuz olmadığı için, evde de oğlumuzla daha keyifli zaman geçirebiliyoruz.

Aslında çözüme kavuşan daha çok mevzu var, kâğıdı ilk elime aldığımda kalemimin oltasına takılanlar sadece bunlar.

İşyeri sorunlarınızın, özel hayatınızı yönetmesine izin vermeyin…

Tek bir yönetmen vardır hayatınızda, o da sizsiniz…

Keyifli eğitim süreci ve değerli bilgileri için Diş Hekimi Mahmut Demirkan’a ve değerli ekibine tekrar tekrar teşekkürler…

Gamze Yolcu Metin

Diş Hekimi, İş İnsanı

İnci Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Nazilli-AYDIN